26 Aralık 2022

Geçmişten günümüze gelen ve gelecek için de endişeli olduğumuz doğa sorunları dünyanın gündeminde yer almaktadır. Hızla artan nüfus, plansız sanayileşme, nükleer denemeler, bölgesel savaşlar, tarım sektöründe kullanılan ilaç ve yapay gübreler, doğal afetler gibi birçok olay gelecek nesiller için endişelenmemizin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Peki yakın gelecekteki en önemli doğa sorunları nelerdir? 

1- Hava Kirliliği ve İklim Değişiklikleri

İklim değişikliği, fosil yakıt kullanımı, ormanların tahrip edilmesi ve endüstriyel faaliyetlere bağlı gerçekleşmektedir. Son verilere göre atmosferdeki karbondioksit yoğunluğu 280 ppm’den 400 ppm’e yükselmiştir. Bu hızlı artış doğrultusunda iklim değişiklikleri görülmektedir.  Hava kirliliği ise kömür, petrol, benzin ve odun kullanımı sonucu meydana gelen doğa olayıdır. Kirli havanın yoğun olduğu bölgelerde sağlık sorunları meydana gelmektedir.  

Hava kirliliği ve iklim değişikliğinin önüne geçmek artık çok daha kolaydır. Gelişen teknoloji ve imkanlar sayesinde bilinçli olarak fosil yakıt kullanımı yerine yenilenebilir enerji tercih edilebilir. Ayrıca ağaçlandırma çalışmaların yapılması ve endüstriyel üretime yön vermek gibi çalışmalar doğrultusunda bu doğa olayının önüne geçilebilir. 

2- Ormanların Tahrip Edilmesi

Ormanlar, dünyanın en önemli oksijen kaynağıdır. Bilindiği üzere ormanlar karbonu tutarak, atmosfere ve okyanuslara yayılmasını engellemekte, biyoçeşitliliğin devam etmesine yardımcı olmaktadır. Ayrıca yeryüzünün yaklaşık %30’u ormanlarla kaplıdır. Ancak son dönemlerde çıkan orman yangınları ve ormanlardaki ağaçların bilinçsizce kesilmesi büyük bir sorun haline gelmiştir. 

Ormanlarda gerçekleşen olumsuz olaylar sonucunda önlemler alınarak zarar gören alanlara tekrar ağaç dikim işlemi yapılmalı ve bu konuda tedbirler en üst düzeyde alınmalıdır. 

3- Toprak Degradasyonu

Toprak degradosyonu, toprağın yapısında fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin verim gücünü olumsuz olarak etkilemesi sonucunda meydana gelmektedir. Ülkemizde ekilebilir toprak alanları her geçen yıl daha azalmaktadır. Topraklara atılan katı atıklar, kimyasal atıklar, biyolojik dengesizlik, yanlış tarımsal kullanım, çevreye atılan plastik, metal ve kâğıt maddeleri katı kirliliğin önemli nedenleridir. 

Toprak degradosyonun önüne geçmek için daha bilinçli hareket ederek toprağa zarar veren her türlü kimyasal ve atık maddelerinin çevreye bırakılmasını önlenmelidir. 

4- Su Kaynaklarının Azalması

Son yıllarda su kaynaklarının hızla azalmasının bir nedeni de küresel ısınmadır. Küresel ısınmaya bağlı olarak yağış azlığı, aşırı buharlaşma, hızlı tüketim ve kirlilik nedenlerine bağlı olarak dünyadaki temiz su kaynaklarında azalma söz konusudur. Su, insan yaşamında büyük öneme sahip bir maddedir. Su kaynaklarının azalması dünya genelinde göçe, bitki ve hayvan türlerinde kayıplara, çölleşmeye ve salgın hastalıklara neden olmaktadır.

TÜİK verilene göre ülkemizde kişi başına düşen yıllık olarak kullanılabilen su miktarı 1.400 m³ oranındadır. Aynı zamanda kişi başına düşen su miktarı 1000 m³’ün altında olan ülkeler ise su fakiri ülke olarak bilinmektedir. 1000-3000 m³ arasında olan ülkeler ise su azlığı olan ülkeleri göstermektedir. Biz de su azlığı yaşayan ilkeler arasına yer almaktayız.  Su kıtlığı konusunda  suyun bilinçli kullanımına dikkat etmeliyiz. Peki bu konuda nasıl bir ilerleme sağlanabilir? 

Su kıtlığının önüne geçebilmek için herkese düşen görevler bulunmaktadır. Öncelikle suyun kullanımı ve kaynakların giderek azaldığı ile ilgili farkındalık oluşturularak daha bilinçli bir toplum oluşturulabilir. Daha sonrasında gündelik hayatımızda suyun tüketildiği her alanda suyun daha tasarruflu kullanılmasına özen gösterilebilir. Örneğin, suyu boşa akıtmamalı, duş süreleri kısa tutulmalı, diş fırçalama veya elleri yıkarken musluk açık bırakılmamalı, bulaşıkları bulaşık makinesinde yıkamaya özen göstermeli, sebze ve meyveleri yıkarken akan su kullanılmamalı. Gıda israfını azaltma vb. gereksiz su tüketiminin önüne geçerek su tasarrufu sağlanabilir. 

5- Hayvan Türlerinde Soylarının Tükenmesi

Hayvan türlerinin soylarının tükenmesi, doğal yaşam alanlarının yok edilmesi, çevre kirliliği ve iklim değişikliği gibi nedenlere bağlı olmaktadır. Kutup ayısı, panda, kısa gagalı yunus, penguenler, Akdeniz foku, Anadolu leoparı, caretta caretta, kelaynak kuşları ve goriller nesli tükenmekte olan canlılardan sadece birkaçıdır. 

Hayvan dostlarımızın hayatını koruyabilmek için toplum olarak iş birliği içinde olunmalıdır. Hayvanların doğal yaşam alanlarını korumak ve yenilemek ile başlayıp, yasadışı avlanmanın ve vahşi doğa ticaretine karşı korumanın sağlanması gerekir. Tüm bu süreçlerin toplum olarak iş birliği sağlanarak yapılması gerekir. 

Kısacası, yaşadığımızı dünyayı güzelleştirmek biz insanların elinde olan bir etkendir. Çünkü yapılan en ufak bir ihmalkarlık, yaşadığımız çevrenin kirlenmesine, tabiatın düzeninin bozulmasına, diğer canlıların hayatlarının da riske atılmasına sebep olmaktadır. Toplumsal olarak bilinçlenerek yaşadığımız bölgeyi korumaya gayret gösterebiliriz. Gelecek nesilleri düşünme bilinciyle hareket ederek, ileriki yıllarda karşılaşılacak birçok doğa olayını engelleyemesek bile en azından etkilerini minimuma indirmeyi başarabiliriz.